14 saat önce
Muris muvazaası, doğrudan Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş bir kurum değildir. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun muvazaaya ilişkin hükümleri, Türk Medeni Kanunu’nun mirasçılık hükümleri ve Yargıtay’ın 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı bu davaların hukuki temelini oluşturur.
Miras bırakan, gerçekte bağışlamak istediği taşınmazı satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi görünüşte bir işlemle devreder. Böylece, bazı mirasçılar miras payından mahrum bırakılır. Bu durumda, geride kalan mirasçılar “muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil” davası açarak hakkını arayabilir.
Davanın Şartları ve İspat Yükü
Muris muvazaasına dayalı dava açabilmek için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir:
· Görünüşte işlem: Tapuda yapılan işlemin, gerçek iradeyi gizleyen bir işlem olması gerekir.
· Mirasçıların miras hakkının ihlali: Yapılan işlem, mirasçıların saklı payını veya miras hakkını zedelemelidir.
· Muvazaa kastı: Miras bırakanın amacı, mirasçıların miras hakkını bertaraf etmektir.
İspat yükü davacılardadır. Yargıtay uygulamasında tanık beyanları, tarafların ekonomik durumu, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fark gibi olgular ispat bakımından önemlidir. Ayrıca, murisin yaşı, sağlık durumu ve aile ilişkileri de muvazaa kastını anlamada dikkate alınır.
Dava Süreci ve Görevli Mahkeme
Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Davada tüm mirasçılar taraf olarak gösterilmelidir. Çünkü davanın sonucu, tüm mirasçıların haklarını doğrudan etkiler.
Mahkeme, yapılan işlemin muris muvazaası içerip içermediğini araştırır. Eğer muvazaa sabit görülürse, tapudaki işlemin iptaline ve taşınmazın miras bırakanın adına tesciline karar verilir. Sonrasında mirasın paylaşımı yasal mirasçılar arasında yapılır.
Yargıtay İçtihatlarının Önemi
Muris muvazaası davaları büyük ölçüde Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiştir. Yargıtay, özellikle şu kriterleri esas alır:
1. Satış gösterilen işlemde bedel ödenmemesi veya düşük gösterilmesi,
2. Miras bırakanın devralan kişi ile olan yakınlık ilişkisi,
3. Murisin malvarlığının büyük kısmını bu işlemle devretmesi,
4. İşlemin mirasçılar arasında eşitsizlik yaratması.
Bu kriterler çerçevesinde Yargıtay, işlemi “gizli bağış” olarak nitelendirmekte ve tapu iptaline karar verilmesini sağlamaktadır.
Kaynak: https://www.delilavukatlik.com